Haber

Altun: İftira ve algı operasyonlarıyla karşı karşıyayız

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen “Sosyal Medya Platformlarında Dezenformasyonla Mücadele Uluslararası Paneli”ne katıldı.

Panelde sosyal medya platformları ve dezenformasyonla mücadelenin ele alınacağını belirten Altun, tüm dünyanın, ülkelerin, devletlerin ve hükümetlerin sorunu olan dezenformasyonla uluslararası arenada mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin dezenformasyonun panzehirinin hakikat olduğuna inandığını kaydeden Altun, “Hakikat mücadelesinin sadece bizim, Türkiye’nin değil, tüm dünyanın olduğuna inanıyoruz.”

Hakikat için küresel bir mücadele yürütülecekse merkezinin Türkiye olması gerektiğini savunan Altun, bunun bir temenni veya amaç değil, tarihin ve küresel şartların dayattığı bir görev, sorumluluk ve zorunluluk olduğunu söyledi.

“Akıl ve hayal ötesi iftira ve algı operasyonlarıyla karşı karşıyayız”

Doğruları öldürerek, doğruları çarpıtarak ve gerçekleri yok sayarak oluşturulan tabanın insani felaketlere yol açtığını ve yerini hazırladığını anlatan Altun, şöyle devam etti:

“İçlerinde tek bir istisna yok. Mesela bugün Türkiye özgür ve adil seçimlerin, demokrasinin ve hiçliğin ortasında yaşamanın en güzel örneklerinin sergilendiği bir ülke. Türkiye insani yardımda dünyada birinci ülke. Türkiye bugün çok büyük, dünyadaki birçok savaş ve çatışmanın önlenmesinde çok değerli” diyen Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başarılı sonuçlar alıyor. Ukrayna-Rusya savaşı bunun en somut örneğidir. Yine Türkiye, insanlığın baş belası terör örgütleriyle, adı ne olursa olsun farklı terör örgütleriyle aynı anda çok aktif bir şekilde mücadele ediyor. Türkiye, alıcı bir biçimde çabalayan bir ülkedir. Yine Türkiye, farklı inanç ve kültürlerin barış içinde yaşadığı, bir yandan camilerin yapıldığı, diğer yandan sinagogların yenilendiği ve kiliselerin yapıldığı bir ülke. bir ülkedir.”

Türkiye’nin uzay yolculuğu için adımların atıldığı, bilim ve teknolojide ilerlemenin milli mesele olarak görüldüğü bir ülke olduğuna işaret eden Altun, “Türkiye her geçen gün daha da güçlenen, her geçen gün daha büyük, daha müreffeh bir ülkedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’ye rağmen ulusal ve küresel arenada iftira ve algı operasyonlarıyla karşı karşıya kalıyoruz, çünkü bir yandan sömürgeci zihniyetlerle uğraşıyoruz. darbe gibi çeşitli tekniklerle önceki hükümetleri devirdiler ve gerçekleri ayaklar altına aldılar. Bunun defalarca olduğunu biliyoruz ve farklı örneklerle karşılaşıyoruz” dedi.

“Bu mücadele bir direniştir, milletin dirilişidir”

Uluslararası arenadaki sözde prestijli medya gruplarının bugün de aynı teşebbüs ve aynı hain saldırılarla karşı karşıya olduklarını, Türkiye’deki seçimlerde açıkça taraf tutmaktan çekinmediklerini, saldırgan ve iftira niteliğinde manşetler attıklarını kaydeden Altun, şöyle devam etti: :

“Çünkü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan kendi suni gerçeklerine göre değil, dünyada, bölgede ve bu ülkede gerçeklere göre hareket etmekte ve bu doğrultuda mücadele etmektedir. Afrika’dan mazlum ve mağdur olan kimdir? Asya’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar’a… Yanında durmaya çalışan bir Recep Tayyip Erdoğan varsa elbette emperyalistlere, sömürgecilere, Batıcı bağımlılık sistemine yönelik olacaktır. akademiden bilime birçok alanda ülkelerin kendi çıkarlarına göre yönetilmesini engellemeye, küresel algı ve bilgi merkezlerini elinde tutarak dünyanın farklı yerlerinde operasyonlar yürütmeye ve ülkelerin kendi çıkarlarına göre yönetilmesini engellemeye çalışmak. medya ve onlara karşı hakikat için savaşan bir Recep Tayyip Erdoğan var.

Elbette bu küresel çeteler, bu çabayı gösteren kişiye karşı bir dizi saldırı yapacaktır. Bunu yeterince iyi anlıyoruz. Bu saldırıların tarihsel ve fiilen bilincinde olan milletimiz bu nedenle çok net bir biçimde, tarihsel bir süreklilik içinde Sayın Cumhurbaşkanımızın çabalarını desteklemektedir. Çünkü bunun bir hakikat işi olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu çaba bir bağımsızlık çabasıdır. Bu çaba bir tahakküm çabasıdır. Bu çaba insani bir çabadır. Bu çaba bir onur işidir. Bu çaba varoluşsal bir çabadır. Bu çaba bir prestij çabasıdır ve bu çaba bir direniştir, milletin dirilişidir. Bu çaba tarihi bir fırsattır, sadece Türkiye için değil tüm insanlık için tarihi bir fırsattır.”

“Sosyal medya sistematik, ağır ve kalıcı dezenformasyon üretiyor”

Geleneksel medyanın kendi prestij kontrol sistemleri sayesinde daha az dezenformasyon ürettiği bir dönemin yaşandığını ve bugün yeni bir dönemin başladığını belirten Altun, sosyal medyanın daha sistemli, ağır ve kalıcı ürettiği bir döneme girdiğini anlattı. tamamen kontrolsüz ve prestijsiz bir yaklaşımla dezenformasyon.

Kişisel kullanıcıların ürettiği dezenformasyonların bile yüz milyonlarca kullanıcısı olan sosyal medyayı bugüne kadarki en etkili silah haline getirdiğine dikkat çeken Altun, şunları kaydetti:

“Ancak hepimiz çok iyi biliyoruz ki sadece kişisel kullanıcılar değil, terör örgütleri, siyasi yapılar/gruplar, istihbarat yapıları ve bazen de yabancı devletler de bu etkili silahı, dezenformasyonu sistemli, manevi bir savaş unsuru olarak kullanıyor. , dünyanın son yüzyılda yaşadığı savaşlar ve diğer insanlık dramları, manevi savaşın bir unsuru olarak kullanılmasıyla artık farklı boyutlarda çok ağır bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. demokrasi sosu ama seçimlerde bile demokrasiye aykırı. Sosyal medya üzerinden özellikle yabancı unsurlar, yabancı aygıtlar aracılığıyla sistemli bir şekilde normal, doğal demokratik süreçlere müdahale etmeye çalışmak yanlıştır, demokrasi demokrasiye karşı bir girişimdir. . Bu bir tür hibrit darbe girişimidir.”

“Siyasi operasyonlar yürütenlerin millet iradesini nasıl etkilemeye çalıştıklarını gördük”

Algoritmalar, büyük ağlar ve büyük verilerle siyasi operasyonlar yürütenlerin millet iradesini nasıl etkilemeye çalıştıklarını bildiklerini ve bazı ülkelerde sonuç aldıklarını vurgulayan Altun, şu bilgileri verdi:

“Örneğin Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasının ardından başlayan Twitter ifşa dizisi, ifade özgürlüğü ile tanınan bu kanallara nasıl manuel ve algoritma oyunlarıyla müdahale edildiğini gözler önüne seriyor. Bu süreçte aktif rolünü gördük, kara listeye alma talimatı. üst düzey yöneticilerden, ünlü siyasetçilerden twitter yönetimine kadar tüm dünya kamuoyu gördü, biz saklamaya çalışsak da, birileri saklamaya çalışsa da gördük, tüm bunlar bizi sosyal medya platformlarının karanlık yüzüyle tanıştırdı. .

Birçok ünlü gazeteci, siyasetçi, iş insanı ve üst düzey bürokratın ifşaatlar dizisinde sansürlü ya da öğretici tarafında bahsedildiğini gördük. Üstelik bu isimler algoritmaların ötesinde bir filtreleme sistemine takılıp kalıyor. Görünürlüğü azaltma, hesabı askıya alma, içeriğin otomatik sansürlenmesi, gizlenmesi, yanlış bilgi içeren içerik etiketleri basılması gibi birçok sansür uygulamasının Twitter yönetimine doğrudan talimatla yapıldığı da bu ifşaatlar arasında yer almaktadır. Twitter açıklamalarını sosyal medyanın gerçek yüzünü anlamak açısından çok değerli buluyoruz. Biz kurum olarak buna çok önem verdik, çok yakından takip ettik ve tüm uluslararası muhataplarımıza bu bahse girmelerini tavsiye ettik.”

“Twitterfiles” kitabı yayınlandı

Altun, Twitter’daki ifşalara “twitterfiles” adlı kitapta yer verdiklerini belirterek, bu kitapta sosyal medyanın bir hakem olduğunu ve sosyal medya şirketlerinin tarafsız bir platform değil, siyasete müdahale aracı olduğunu her yerde göstermeye çalıştıklarını belirtti. Dünya:

“Türkçe olarak yayınlayıp gün yüzüne çıkardığımız bu yazılar aslında sosyal medyanın karanlık yüzünü ortaya koymaktadır. Sosyal medyanın bu konuda ne yazık ki kirli bir alet olduğunu milletimize bir kez daha söylemek isteriz. çevreye ve siyasete müdahale aracıdır.Demokratik etkileşimin bir kanalı olması gerektiğine inanıyoruz.Biz de tüm toplantılarımızda bu noktayı teşvik etmeye ve harekete geçmeye çalışıyoruz.Ne yazık ki iktidar çabası, iktidar çabası Uluslararası arena çetin bir arena.Yeterince niyet ve öneri var burada ne yazık ki çoğu zaman durum böyle değil.Bu sosyal medya platformları Türkiye gibi bir ülke söz konusu olduğunda ne yazık ki Batıcı bağımlılık düzenine sahip olanların ve Batıcı bağımlılık şemasını elinde tutanların ve Batı sömürge düzenini elinde tutanlar, uluslararası güç çabasında bastırmak istiyorlar, çünkü bu, uluslararası sömürge düzeninin çarklarını çıkmaza sokan en önemli uluslararası gelişmedir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu yöndeki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.

Sosyal medya şirketlerinin örneğin Cumhurbaşkanımıza ve destekçilerine yönelik bu sansür uygulamalarını defalarca gördük. Mevcut iktidara takviye verenlerin paylaşımlarının nasıl görünmez kılındığını, hesapların kapatıldığını ya da gerçek anlamda bir şekilde bastırıldığını bu açıklamalarda bir kez daha gördük ve öğrendik. Biz de bu algı operasyonlarına ve sosyal medya dezenformasyonlarına karşı toplumumuzu uyarmanın ve bilinçlendirmenin çok değerli olduğunu düşündük ve bu noktada başta Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz olmak üzere birçok birimimizle çok önemli bir çaba sarf ettik ve yapmaya devam ediyoruz. Açık ve net olarak söylemek istiyorum, paramiliter sosyal medya çetelerine karşı her platformda ülkemizi savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz. Bunu demokrasiye olan inancımız ve milletimizin iradesine duyduğumuz saygı nedeniyle yapmak zorundayız.”

“Milletin iradesine saygı gösterin”

Altun, Türkiye’nin seçime gittiği yönündeki haberlerin kendisini sarstığını, muhalefet yapılanmalarının önceki günlerde sosyal medya üzerinden nasıl trol ağları kurduğunu, seçime yönelik dezenformasyon ve provokasyon için nasıl örgütlendiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: kelimeler şu şekilde:

“Suç ve bazen terör örgütleriyle bağlantılı yüzlerce kişi tarafından işletilen ve milyonlarca insanı manipüle eden şebekenin seçim öncesi millet iradesini nasıl etkilemeye çalıştığını örnek olarak okuduk. Muhalefetin başta Cumhurbaşkanlığımız olmak üzere şahsım ve meslektaşlarıma yönelik iftiraları ve baskınları son 10 gündür seçimler için çalıştırdıkları ve besledikleri trol şebekelerinin deşifre edilmemesi ve gündem olması için büyük çaba sarf etmektedirler. son 10 gündür farklı bir istikamet üretiyorlar.

Ancak açıktan açığa beni ve meslektaşlarımı hedef alarak kendi sahtekarlıklarını engellemeye çalışan bu zihniyeti biz millet olarak çok iyi biliyor ve tanıyoruz. Çünkü kendi kötülüklerini, hukuksuz ve hukuksuz çalışmalarını örtbas etmeye çalışıyorlar ve bunun için Cumhurbaşkanımıza ve çalışma arkadaşlarına saldırıyorlar. Bugün sizlerin huzurunda bu kürsüden onlara, trol çetelerine ve onların yönetici efendilerine çok açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Boş bir çaba içindesin. Bu beyhude çabadan vazgeçin. Halkın iradesine saygı gösterin. Milletin sözü size esas olsun. İyi bilin ki, bu tür ithamlarla, iftiralarla, bu tür iftiralarla davamızdan dönmeyeceğiz.”

“Organize bir kötülükle karşı karşıyayız”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şu değerlendirmede bulundu:

“Bugün sosyal medyada milleti manipüle etmeye çalışan, seçim güvenliğini tehlikeye atmak için neredeyse her dakika dezenformasyon yayan, bunun için bürolar kuran, nereden geldiği belli olmayan paralarla maaş ödeyen örgütlü bir bela ile karşı karşıyayız. Bu bela öyle bir noktaya geldi ki, terör örgütleriyle iş birliği yaparak seçim sürecinde operasyon yapmaktan bile geri durmuyorlar. ve köleleştirdikleri hesaplarla.

Elbette sosyal medya platformları da algoritmik işlemleriyle kötülüğü yaymak için onlara hizmet etmekten çekinmiyor. Bu sosyal medya platformları, bireysel kullanıcılar nezdinde yaydıkları dezenformasyon ve algı operasyonlarını istemeden bırakıyor, ancak siyasi içerikli hukuk çalışmaları, hatta iktidar kanadının gerçekleştirdiği mitingler sosyal medyada gizlenmeye çalışılıyor. Ancak güneş çamurla sıvanmadığı için başarılı olamayacak. Bu ikiyüzlü durum son günlerde özellikle Türkiye’de ve Sayın Cumhurbaşkanımızda yeterince dozunu artırmıştır. Elbette Cumhurbaşkanlığı İrtibat Bürosu ve yine ilgili kamu kurumları olarak bu hukuksuz müdahalelerin ve hukuksuz oluşumların takipçisiyiz ve gerekli tüm girişimleri yapıyoruz.”

7 gün 24 saat dezenformasyona karşı mücadele ettiklerini belirten Altun, “Ne yaparlarsa yapsınlar milletimiz sosyal medyadaki bu algı operasyonlarına aldırmıyor, biz bunları ve ikiyüzlü durumları çok iyi anlıyoruz. Bu bizim en büyük gücümüz, en büyük fırsatımız, en büyük şansımız. Bu sadece Türkiye. Bu dünya için bir nimet, dünya için değil. Bu tür müdahalelerle, sosyal medya platformları üzerinden ülkelerin siyasi süreçlerine müdahale etme çabaları ne yazık ki pek çok sonuç vermiştir. Türkiye bu tür girişimlerin sonuç vermeyeceğini gösteren güçlü bir örnektir ve bu anlamda millet iradesini ortaya koymaktadır.” değerlendirmesini yaptı.

“Dezenformasyona karşı uluslararası çaba mekanizmaları geliştirilmeli”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a inanan ve güvenen milyonlarca insanın, sosyal medya platformlarının nasıl bir operasyonel araç haline geldiğini bilerek ve buna karşı tepki göstererek ikiyüzlülüğü ve kötülüğü bitireceğini ifade eden Altun, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanımızın ‘iletişim seferberliği’ davetinin değerli bir yönü de bizim çabamız ve dezenformasyonla uğraşmamızdır. Bu çaba dünya demokrasilerine de hizmet edecektir. Ama her zaman söylediğimiz gibi Türkiye olarak bu çabayı tek başımıza yapmamamız, tüm ülkelerin ve tüm toplumların bir bütün olarak vermesi gereken bir çabadan bahsediyoruz.

Bu nedenle sosyal medya platformlarında dezenformasyona karşı uluslararası eylem mekanizmalarının geliştirilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye olarak bu konuda ortaya koyduğumuz gayretle uluslararası arenada bir ilke imza attığımızı ve bu liderliği sürdüreceğimizi belirtmeliyim. Böbürlenmelere, çarpıtmalara, dezenformasyonlara karşı gerçeklerin galip gelmesi için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz ve yine doğruların galip geleceğine tüm kalbimle inanıyorum. Bu çabanın sonunda haktan yana olanlar kazanacaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu