Sağlık

Deprem Mağdurlarının Aile Hekimleri 90. Gününde Sorunlarla Başa Çıktı!

6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen sarsıntılar seçim gündemine gölge düşürdü. Depremlerin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen özellikle birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetlerinde koşullar iyileştirilememiştir. Sağlık alanında en büyük sorun, depremlerin meydana geldiği illerde birinci basamak sağlık hizmetlerinin verildiği aile sağlığı merkezlerinde yaşanmaktadır. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK) ile ‘ Deprem Bölgesindeki Aile Hekimleri Anlatıyor: ‘Çökmüş Bir Sağlık Sisteminin Batığı Halinde Sorunlarla Bire Bir’ konusu ile Zoom toplantısı gerçekleştirildi. Bilim Sıhhat Haber Ajansı’nın (BSHA) katıldığı toplantıda 6 Şubat Depremleri 3. Ay Değerlendirme Raporu sunuldu. Toplantıda aile hekimleri Sağlık Bakanlığı’na, “Pandeminin 50. gününde 1000 yataklı hastane yapan Bakanlık, aradan 3 ay geçmesine rağmen neden bir tane aile sağlığı merkezi ve misafirhane bile yapmadı” diye sordu. deprem?” Toplantıda TTB AHEK’in deprem bölgelerinde 300’den fazla aile hekimi ile yaptığı online anketin sonuçları da kamuoyu ile paylaşıldı.

Deprem Kurbanlarının Manevi Güçlendirmeye İhtiyacı Var!

Deprem bölgelerinde görev yapan 300’den fazla aile hekimi ile yapılan online anket verilerine göre, ankete katılanların en öncelikli ihtiyaçları ruhsal destek, barınma ve yeterli çalışma koşullarının sağlanması olarak öne çıktı. Aile hekimleri 90’ıncı gününe ulaşan günümüzde hala kötü çalışma koşullarında çadır ve konteynırlarda sağlık hizmeti vermeye çalışmaktadır. Sonuç olarak her biri tükenmişlik sendromu yaşıyor. Ankete katılan doktorların yüzde 50’sinin zihinsel güçlendirmeye ihtiyaç duyduğu belirtildi. Katılımcıların sadece yüzde 1’inin manevi takviye aldığı paylaşıldı. Ayrıca ankette öne çıkanlardan biri ‘Sağlık Çalışanlarının %80’i Evsiz!’ oldu. Anket sunumunda, “Bölgede görev yapan sağlık çalışanlarına depremzede olup olmadıklarına bakılmaksızın görevlerine devam etmeleri istendi. Depremden en çok etkilenen üç ilde işçilerin yüzde 80’i evlerinde kalamadı ve eşlerini, çocuklarını, diğer aile üyelerini ve sevdiklerini yaşadıkları şehrin dışına taşımak zorunda kaldı. Öte yandan deprem bölgelerinde zor şartlar altında hizmet vermek zorunda kaldılar. Zelzele bölgesinde görev yapan bir sağlık çalışanı, “Bu dönemde çocukların en çok annelerine ihtiyacı varken, bu zor dönemde çocuklarının yanlarında olması gerekirken sağlık çalışanı anneler deprem bölgelerinde çalıştırıldı. Bu dönemde en çok bu konuda zorlandım ve “Bilgiler paylaşıldı.

TTB AHEK Lider Kırımlı: 1. ve 2. Rakamlar Yoksayıldı

TTB AHEK Lideri Dr. Emrah Kırmızılı, depremlerin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen depremin gündemde olmadığını ve başka gündemlerin ele alındığını vurgulayarak, “Depremin 90’ıncı gününde depremin yüzde 80’i meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın hala kalacak yeri yok. ASM’ler yıkıldı. Malzemeler ve ekipman gitti. Bunların bulunması aile hekimlerinden beklenir. Araştırmamızda beyin sarsıntısı geçiren sağlık çalışanlarının yüzde 50’den fazlası zihinsel yardıma ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Sanki hiç deprem olmamış gibi çalışmaları isteniyor. Bu insanlar ailelerini ve sevdiklerini kaybetmişlerdir. Dini bir bölgeye taşınmak için şehirleri terk ettiler. Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’ın ayağa kalkması için önce kamu hizmetinin ayağa kalkması gerekiyor. Covid-19 Pandemi döneminde 50 günde 50.000 yataklı hastane yapmakla övünüyordu ama burada aile hekimlerine hala yer yoktu. Aynı anda 4 kişi çalıştırılamayacağı gibi iki kişi çalıştırılıyor. İki kişi başka şehirlere, ailelerinin yanına gönderilir. Saatler arttı, iş yükü çok fazla. Deprem sonrası toparlanma 2 yılı bulabilir. Sarsıntılı bölgelerde kalanlar bu yükü kaldıramaz. Akut dönem geçti. Düzgün bir planlama yapılmalı, aile sağlığı merkezlerindeki meslektaşlarımıza seve seve destek olmak istiyoruz ama hastanelere ve acillere atamalar yapılıyor. Uzlaşmalar mümkün değil. Elektrik kesintileri devam ediyor. Soğuk zincir yoktur. Birinci ve ikinci adımlar görmezden geliniyor” dedi.

Sorunlar Artarak Devam Ediyor!

Toplantının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Yönetim Kurulu 2. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, “İçme suyu, kullanma suyu, barınma, yemek ve yıkanma konusunda halen sıkıntılar var. Bölgede hâlâ ciddi bir planlama ve koordinasyon eksikliği var. Oraya gönderilen arkadaşlarımıza çalışma alanı oluşturulmuyor, çalışma koşulları kötü. Aile sağlığı merkezlerindeki arkadaşlarımızın rahat çalışabilecekleri bir ortam sağlanmıyor. Ne yazık ki tüm bu sorunlar aylar geçmesine rağmen artarak devam ediyor.”

Beceriksizlik, Mobbing ve Baskı Var

TTB Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğlulları, “Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen bir doğal afet sonucu vasıfsız yöneticilerin elinde meydana gelen suni bir afet yaşıyoruz. Artık hiçbir sağlık hizmeti hak ettiği şekilde çalışmıyor. Tıp arkadaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın çok önemli sorunları var. Pandemide salgını değil algıyı yönettiler ve şu anda da bu haliyle. Maalesef yüzlerce aile sağlığı merkezi harabe halindeydi. Çöken sağlık sistemiyle birlikte bu binalar da enkaz altında kaldı. Biz doktorlar olarak giderlerse gitmeleri gerektiği söylenmesine rağmen gitmedik. Depremin olduğu ilk andan itibaren halkın sağlık hakkının olduğu her yerde doktorların olduğu her yerde olduk, olmaya da devam edeceğiz. Niteliksiz sağlık yöneticileri çok kötü kurallarla çalışmalarına rağmen meslektaşlarına mobbing ve baskı uygulanmaktadır. Halkın sağlığı tehdit edilmeye devam ediyor” dedi.

Üçüncü ayda da aynı noktadayız!

Hatay’da aile hekimi olan Dr. Ali Kanatlı, “3 ay önce bu çalışmalara başladığımızda 3 ayda birçok şeyi hallederiz diye düşündük. Çok ileri gidebileceğimizi düşündük. Ne değişti? Aile sağlığı merkezlerimiz 3 ay önce yıkıldı. İkinci basamak sağlık hizmetleri verilmedi. Şu anda mevcut değil. 3 ay önce doğum yapılamıyordu, şimdi de yapılamıyor. 3 ay önce insanlar temiz su ve tuvalete ulaşamıyordu. Şu anda ulaşılamıyor. Sağlık çalışanlarının barınma koşulları hala iyileştirilmemiştir. Barınma koşullarını iyileştirdiği söylenenlerin sağlık durumlarında iyileştirme yapılmadı. Şu an barınak sağlayamadıkları için enkaz altında kalanları öldürerek bu sorunu çözmeyi düşündüklerini düşünüyoruz” dedi.

Bu çalışma ortamının psikolojisini üzerinden atmak çok zor!

Adıyaman’da bulunan TTB Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Sevecen, “Burada havalar çok ısındı ve çadır yangını çıktı. Hatay’daki kadar olmasa da birinci ve ikinci basamakta bire bir sorunlarımız da var. Doktorların barınma ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması konuları devam ediyor. Çalışma ortamındaki fiziki imkansızlıklar nedeniyle esnek çalışma saatleri uygulanmaktadır. Bunun hayata geçirilmesi ve ilerleyen dönemlerde tam zamanlı çalışmaya geçilmesi planlanmaktadır. Bu da doktorlar arasında büyük bir gerilim yaratır. Olağan çalışma saatlerinde, yaşamı sürdürecek harika koşullarda çalışılması planlanmıştır. Bir doğal afet yaşıyoruz. Eleştirilerimiz var ama en azından bu saatten sonra ne yapılabileceği konusunda TTB ve ilde faaliyet gösteren diğer birlik ve STK’larla bir uyum yok. En azından bahsettiğimiz konuların analizi noktasında kamu otoritesi ile görüşülmüş olsaydı sorunlar daha doğru bir şekilde analiz edilebilirdi. 90 gündür var olan sıkıntılar kısmen hafifletilmiş olsa da ne yazık ki hala bir doktorun bir sağlık çalışanının hayatını sürdürebilmesi için şartlar yok. Bu ortamın psikolojisini kaldırıp sağlık hizmeti vermek kolay değil. Daha kapsayıcı bir sağlık hizmeti faaliyeti planlanmalıdır” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

fatihajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu